Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile sosyal fobi eştanısı yüksek oranlarda karşımıza çıkmaktadır. Birincil tanısı sosyal fobi olan hastaların yaklaşık %60’ında DEHB eştanısı görülmektedir. Bir başka çalışmaya göreyse DEHB’li erişkinlerin yaklaşık %29’u sosyal fobi eştanısı almaktadır. DEHB; dikkat eksikliği baskın tip, hiperaktivite/dürtüsellik baskın tip ve kombine tip olarak ele alındığında özellikle dikkat eksikliği baskın tipte sosyal fobi eştanısının çok daha fazla olduğu görülmektedir. Ancak özellikle çocukluk döneminde dikkat eksikliği baskın tip DEHB, hiperaktivite/dürtüsellik baskın tipe ve kombine tipe göre çok daha zor fark edilebilmekte ve gözden kaçabilmektedir. Dikkat eksikliği baskın olan çocuklarda sosyal etkileşimde bulunmak ve sosyal bir ortama dahil olmak da daha zordur. Bu çocuklar daha pasif, utangaç, ihmal edilmiş ve sosyal olarak izole edilmiş olarak bulunmaktadır. Ayrıca çoğu zaman dalgınlıkları ve unutkanlıkları nedeniyle “leyla, aklı bir karış havada” gibi ifadelerle nitelendirilebilmektedirler. DEHB kombine tipteki çocuklarda ise daha çok agresiflik ve negatif yönde sosyal davranışlar dikkat çekmektedir. Bu çocuklar daha çok “yaramaz, kıpır kıpır, ele avuca sığmaz” olarak tanımlanabilmektedir.
DEHB’de sıkça şikayet edilen semptomların, sosyal fobiye neden olduğu bilinen çocukluk çağı deneyimleriyle oldukça benzer olduğu dikkat çekmektedir. Sosyal fobide sahip olunan içsel tasarımların ve bilişsel çarpıtmaların da genelde DEHB belirtileri nedeniyle oluşan deneyimler sonucu ortaya çıkabildiği söylenebilmektedir. Yani özgüven eksikliği aslında sosyal fobi öncesi DEHB’ye bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. DEHB’si olan hastalar söz kesme, unutkanlık, oyun bölme gibi DEHB semptomlarına bağlı olarak sosyal ortamlarda uygunsuz olabilecek davranışlara sahiptirler. Bu davranışlarsa ebeveyn ve çevre tarafından kasıtlı olarak algılandığında kişiler eleştirilere,haksızlıklara, zorbalığa maruz kalabilmektedir. Bu noktada çocuk, utanç ve suçluluk duymaya başlayabilir ve kaçınma davranışları gösterebilir. Ancak kaçınma davranışları da kısır döngüye sebep olarak eleştirilme ve başarısızlık korkusunu güçlendirmektedir. Kişi, en sonunda yenilgiyi kabul ederek koşulsuz olarak kendi hakkındaki olumsuz yargılara inanabilir hale gelebilmektedir. Bu nedenle DEHB ve sosyal fobi arasında sıkı bir bağ olduğunu söyleyebilmek mümkündür.