Kleptomani, kişisel kullanım ya da parasal değeri için gereksinim duyulmayan bazı şeyleri çalmaya karşı duyulan dayanılmaz dürtü ile karakterizedir. Çalma davranışı planlanmamıştır ve işin içinde başkaları yoktur. Kleptomanisi olan kişiler genelde çaldıkları nesnenin maddi karşılığını ödeyebilecek durumdadır. Bu kişiler genellikle çaldıkları nesneleri gizlice geri getirir ya da gizlice muhafaza ederler. Kimi zaman kendilerinden bile gizleyebilirler. Bir nesneyi çalmadan önce karşı konulmaz bir dürtü ve gerginlik duyan kleptomanik kişiler, çaldıktan sonra büyük bir rahatlama ve haz hissettiklerini belirtmektedirler. Ancak bu çalma davranışının diğer antisosyal davranışlarla ilişkisinin olmadığı, kleptomanik kişilerin yaşantılarının gerçek hırsızlarla aynı görülmediği belirtilmiştir. Bu kişiler genellikle yaşadıkları durumu yakınlarına açmaktan utanır ve bu durumu gizli tutarlar. Ayrıca çalma davranışından sonra büyük bir suçluluk, pişmanlık ve depresif duygular hissedebilmektedirler.
Kleptomani DSM-5’te “Yıkıcı bozukluklar, dürtü denetimi ve davranım bozuklukları” başlığı altında sınıflandırılmıştır. Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülmektedir. Daha çok ergenlik döneminde ortaya çıkmaktadır. Kleptomani hastalarının ailelerinde büyük oranda obsesif kompulsif bozukluğa ve duygudurum bozukluklarına rastlanmaktadır. Ayrıca kleptomani ile birlikte sıkça rastlayabileceğimiz rahatsızlıklar arasında duygudurum bozuklukları, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları, madde kötüye kullanımı, obsesif kompulsif bozukluklar ve cinsel işlev bozuklukları yer almaktadır. Yapılan bazı çalışmalara göre mağazadan hırsızlık yapanların %3,8-24’ünde, bulimiası olanlarınsa %24’ünde kleptomani görülebilmektedir.
Kleptomanide ayırıcı tanı önemlidir zira gerçek hırsızlık suçlarıyla sıklıkla karıştırılabilmektedir. Gerçek hırsızlık vakalarında çalınan nesne bir çıkar ve amaç uğruna alınır. Kişinin normalde maddi gücünün yetmediği ve ulaşamadığı nesnelerdir. Genellikle önceden planlanır ve işin içinde yardımcı olan başkaları da bulunabillir. Kleptomani vakalarında ise çalma davranışı, anlık bir dürtü ile planlanmadan yapılır ve çalınan nesneye ihtiyaç yoktur hatta büyük oranda maddi olarak ulaşabileceği nesnelerdir. Başkaları ile işbirliği görülmez ve kişi, çalma davranışı sonucu büyük bir pişmanlık duyabilir. Kleptomanide gözaltına alınma oranı %64-87, yaşamboyu tutuklanma sayısı 3, hapis hikayesi görülme olasılığı ise %15-23’tür.
Randevu Talep Et
Kleptomani için özellikle davranışçı ve psikofarmakolojik tedavilerin başarılı sonuçlar verdiği bildirilmektedir. Gizli duyarlılaştırma, tiksindirici koşullandırma, sistematik duyarsızlaştırma gibi davranışçı tekniklerin kullanıldığı terapilerin motivasyon eksikliğinde dahi faydalı olabileceği görülmüştür.