Psikodinamik ve Psikanalitik terapiler siklikla birbirlerinin yerine kullanilmasina ragmen psikodinamik kavrami daha genis bir yelpazeyi ifade eder. Danisanin bir divana yatarak yasantisini paylastigi durum klasik psikanalizdir. Freud'u bilmeyen yoktur. Dinamik psikoterapiler klasik psikanalizle baslamis ve onu asmistir. Divan da yerini taraflarin yüzyüze geldigi ve esit oldugu karsilikli 2 sandalye veya koltuga birakmistir. Günümüzde yüzyüze baslayip ilerleyen süreçte divana geçilen bir yöntem de uygulanmaktadir.
Bu ayriliga ragmen kuram aynidir. Ruhsal sorunlarin önemli bir kismi bilinçdisinda bulunan çatismalardan kaynaklanir. Bu çatismalar bilinçdisinda savunma mekanizmalariyla bilinçten ayri tutulmaktadir. Savunma mekanizmalari ile bilinçdisinda tutulanlar insan psikolojisini ve onun güdümündeki yasamini etkiler ve kisiyi yönetirler. Bu onun görünmez zincirleridir.
Psikodinamik terapide, terapistiniz geçmis yasanti ve deneyimlerinizin bugünki zihinsel ve fiziksel sagliginizi nasil etkiledigini incelemektedir. Geçmis deneyimleriniz yani erken dönem çocukluk yasantilariniz nasil davrandiginizi ve dünyayi nasil algiladiginizi belirler. Terapistiniz bu süreçleri kesfetmenize yardimci olacaktir. Yasadiginiz zorluk ve çatismalar karsisinda eski ve artik ise yaramayan savunma mekanizmalarinin yerine daha etkili ve olgun savunmalar gelistirmenizi saglar.
Serbest çagrisim teknigi ile bilinçdisi çatismaya neden olan içerigin türevlerine ulasilabilir. Herhangi bir sinirlama, sansürleme ve gizleme olmadan, fantezi ve rüyalar dahil tüm hersey konusulabilir. Bazen tüm seans boyunca sessiz kalinabilir.
Terapistle danisan arasinda çok özel bir iliski kurulur. Terapist danisanin özgürce konusabilecegi mahremiyet ve gizliligin oldugu güvenli bir ortam olusturur. Bu sadece fiziksel mekanla sinirli kalmaz. Zaman da mühürlenir. Haftanin ayni belirli gün ve saati o danisanin olur. Yani zamanda ve mekanda süreklilik saglanarak iliski kurulur.
Terapist bazen soru sormak veya tartismayi yeniden yönlendirmek için araya girebilir. Danisan ne kadar istese de, terapist genelde söylenenle ilgili sahsi fikirlerini paylasmaz. Bu tarafsizlik, terapötik iliskinizi güçlendirmenize yardimci olur. Terapist nötr ve tarafsizdir. Kimligi ve kisiligini açikça ortaya koymaz.
Uzun ve düzenli bir terapi süreci sonunda danisan terapistin yorumlari ile kendi bilinçdisina dair bir içgörü ve farkindalik kazanir. Içgörünün kazanimiyla birlikte insan bilinçsiz belirlenis ve yönetilis halinden kurtulmaya baslar ve kendi yasaminin denetimini eline alir. Süreç, bu özellikleriyle bir ruhsal özgürlesme atilimidir. Böylece kisi kendi yasaminin daha çok öznesi haline gelir. Daha önce yasami ve kendisiyle ilgili seylerin çogunu disarida olup bitenler üzerinden tanimlayan, sorumlulari ve sebepleri hep disarida gören insan sonunda dis dünyanin nesnesi olmaktan çikar. Artik kendi öznel sebeplerini sahiplenir ve bunlarin sonuçlarini kabul eder. Bu durum kendi sinirlarini, güçsüzlüklerini ve dogasini oldugu kadar dünya üzerindeki gerçekçi gücünü ve olanaklarini da kabul edistir.
Danisan kazandigi farkindaliklarla, iç dünyasinda olup bitenler arasindaki baglantilari ve bunlarin yasamindaki olaylara, iliskilere, tekrar eden sorunlara ve içinden çikamadigi durumlara nasil sebep oldugunu görmeye baslar.
Böylece insan iliskilerindeki kaçinma, bahane ve kendini kandirmalarindan, kendini mahkum ettigi mahrumiyetlerden kurtulup, kesfettigi yeni olanaklari ve gücüyle gerçekçi bir doyuma ulasir. Artik zincirlerinden kurtulmus ve kendi seçimlerinin sonuçlarini ve sorumlulugunu alarak özgürlesmistir.
Analitik Psikoterapi haftada birkaç kez seans olarak yapilir.