Bütüncül Psikoterapi

Bütüncül psikoterapi insanı; ruh, zihin, beden üçlüsü ışığında ele alıp değerlendirmeyi içerir. Tek bir yaklaşımın yeterli olmayabileceğini, pek çok yaklaşımın eklektik olarak kullanılmasıyla daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceğini savunur. Temeli Freudyen, Varoluşsal ve buna benzer pek çok ayrı kurama dayalı olup kullanılan pek çok teknikle birlikte davranışçı kuramla da iç içedir. Meditasyon, biofeedback, nefes egzersizleri bütüncül psikoterapide sıklıkla kullanılan tekniklere örnektir. Amaç, bireyin kendi kendine de sürdürebileceği bir iyilik halinin kişiye kazandırılmasıdır.


Bütüncül psikoterapide her birey bir bütün olarak ele alınıp kişinin duyguları, düşünceleri, fiziksel deneyimleri ve ruhsal anlayışları arasındaki bağlantıların farkındalığının kazandırılması amaçlanır. Terapistler, bireylerin bu bileşenlerinin uyum içerisinde çalıştığını fark etmelerini sağlayacak şekilde işbirliği kurarlar. Bu da kişiyi daha çok özfarkındalık ve öz saygı kazanmaya ve kendini kabul etmeye meyilli kılar.


Randevu Talep Et

Bütüncül psikoterapi semptomları ortadan kaldırmak için çalışmaz. Bunun yerine semptomlar, kişinin yüksek farkındalığa ulaşmasında bir yol olarak görülür ve kullanılır. Bu terapi yönteminde kişiye şimdiki anı, kim olduklarını, nerede olduklarını fark ettirip bunları kabul etmelerine önem verilmektedir. Terapistler de bu noktada kişiye destek sağlamaktadır. Burada kabullenme sağlandıkça kişide dirençleri bırakma ve korkularını serbest bırakıp gevşeme sağlanabilmektedir. Kabul ve rahatlama bu terapi yönteminin önemli bileşenlerini oluşturmaktadır.


Bütüncül psikoterapi teknikleri temelde 3 düzeyde müdahale etmeye çalışmaktadır: Beden, duygular ve zihin. Başlangıç egzersizleri genelde kişinin vücudundaki gergin alanlara odaklanmakta ve bu alanlarda masaj gibi teknikler kullanılabilmektedir. Bu gerilim alanlarının bastırılmış duyguların bir sonucu olduğu kabul edilir. Gerilimi serbest bırakıp rahatladıkça açığa çıkan duygular hakkında konuşmaya ve bu duyguları anlamaya çalışmak da müdahalenin ikinci düzeyini oluşturmaktadır. Burada bastırılmış duygular ve bunların, kişinin hayatında oynadığı rol dikkate alınır. Pek çok kişi bu aşamada direnç göstermekte ve duygularının işaret ettiği sorumluluğu alamamaktadır. Zihin dediğimiz üçüncü evre ise varoluşsal yaklaşıma daha yakın bir evredir. Tipik olarak felsefe ve meditasyon üzerine psikoeğitimi içerir. Bu psikoeğitim, kişiye genel anlamda da stresle başa çıkmayı da öğretir.

Bütüncül Psikoterapi
Randevu Talep Et
Daha Fazla Bilgi
Birlikte
Başarabiliriz
© 2024 Uzm. Dr. Elvan Çiçekçi. All Right Reserved.