Obsesif Kompulsif Bozukluk bir hastalıktır, Türkçe’de takıntı diye tercüme edilir ama her takıntı obsesyon değildir. Takıntılar obsesyonları da içine alan ruminatif düşünce süreçleridir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Nedir?
Obsesyonlar, zihinde baskın olan, intruzif (yani aniden ve istemsizce akla gelen) özellikler gösteren ve tekrarlayıcı düşünce, inanış, imgeler ya da fikirlerdir. Obsesif kompulsif bozukluk, bu tür düşüncelerle birlikte kişinin hayat kalitesini ve hatta kimi zaman da işlevselliğini düşürebildiği bir noktaya gelebilmektedir. Obsesyonlar her zaman olmasa da çoğunlukla kompulsiyonlarla birlikte görülürler.
Kompülsiyonlar, çoğu kez obsesyonları kovmak için yapılan istem dışı davranışlardır. Bunlar dışarıdan görülecek şekilde fiziksel olabileceği gibi dışarıdan belli olmayan şekilde -zihinsel olarak- da ortaya çıkabilmektedirler. Elleri sık sık yıkıyor olmak fiziksel bir kompulsiyon örneği iken aklından belli bir sayıya kadar saymak da zihinsel bir kompulsif davranışa örnek oluşturabilmektedir.
Takıntı Nedir?
Obsesyon Türkçeye “takıntı” olarak çevrilse de aslında takıntı çok daha geniş bir anlamı ifade eder. Her takıntı, obsesyon değildir. Bazen bazı durumlara takılı kalmak ve unutamamak durumunu da takıntı olarak ifade ederiz sıklıkla. Ancak psikiyatrik anlamda ele aldığımız takıntı (yani obsesyon) daha spesifik özellikler içerir. Bahsettiğimiz gibi istemsizce gelen, saçma olduğunun farkında olduğumuz halde gelmesini engelleyemediğimiz, rahatsız edici ve tekrarlayıcı düşünce ve imgelerdir. Bu noktada obsesyonu takıntı olarak çevirsek de halk arasında daha geniş bir anlamı ifade ettiğini belirtmek önemli olacaktır.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Çeşitleri
En sık görülen obsesyon ve kompulsiyonların bazıları şu şekilde belirtilebilir:
Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu
Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu
Cinsel içerikli obsesyonlar
Dini içerikli obsesyonlar
Simetri/düzen obsesyonları ve kompulsiyonları
Dokunma kompulsiyonları
Sayma kompulsiyonları
Biriktirme ve saklama kompulsiyonları vb..
Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedenleri
Öncelikle bir hastalığın yalnızca tek bir sebebi olmayabilir. Çevresel ya da genetik pek çok farklı etken işin içine girebilir. Etkili olabileceği düşünülen faktörlerden birisi genetiktir. Çalışmalar, genetik yatkınlığın OKB riskini artırabileceği düşüncesini desteklemektedir.
Daha davranışsal bir yerden bakarsak da öğrenme kuramına göre nispeten nötr bir uyarıcı daha kaygılı ve endişe verici durum ve olaylarla eşleştirilebilir böylelikle nötr olan düşünce ve durumlar kaygı verecek birer koşullu uyarana dönüşebilmektedirler. Psikodinamik açıdan baktığımızdaysa Freud’a göre OKB, temelde anal dönemde yaşanan takılı kalma ve bu döneme regrese olma ile karakterize bir hastalıktır.
Her Takıntılı Düşünce OKB Belirtisi midir?
Yukarıda Obsesyon ve Takıntı farkından bahsetmiştik. Kısaca özetleyecek olursak obsesyon, dilimize takıntı olarak çevrilse de aslında takıntı, daha geniş bir kavramı ifade etmektedir zira halk arasında bir kişiye/ nesneye takılı kalma, onu unutamama gibi daha genel bir duruma işaret etmektedir. Ancak psikiyatrik anlamda takıntı yani obsesyon, daha spesifik bir durum olarak istemsizce zihne girmesi, zorlayıcı olması, saçma olduğu bilinmesine rağmen bırakılamaması ve tekrarlayıcı olması yönüyle öne çıkmaktadır. Dolayısıyla her takıntılı düşünce, OKB belirtisi olmayabilir.
OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) Belirtileri Nelerdir?
Bu kişiler genellikle aşırı düzenli, titiz ve kontrolcü bir görünüm sergilerler. Hepsinde olmasa da çoğu obsesif hastada obsesyonlarla beraber kompulsif davranışlar da görülebilmektedir. Bu davranışlar da önemli OKB belirtilerindendir. Örneğin sürekli el yıkamak, evden çıkmadan sürekli ocağı kontrol etmek ve kapatıldığından bir türlü emin olamamak, belli sayılara kadar saymak zorunda hissetme ve aklından sayma vb..
Obsesyon Belirtileri
İstemsizce zihninize girmesi, tekrarlaması, rahatsız edici olması, saçma olduğu bilinmesine rağmen bırakılamaması gibi durumlar obsesyon belirtilerindendir.
Kompulsiyon Belirtileri
Kompulsiyonlar pek çok farklı biçimde karşımıza çıkabilmektedir. Bunlardan birkaçına şu şekilde örnek verebiliriz;
Sürekli el yıkamak
Simetrik olmayan nesnelere katlanamamak
Sürekli belli örüntülerde, belli bir sayıya kadar saymak
Akla istemsizce gelen ve rahatsız edici dini düşünce ya da imgelere karşı suçluluk hissetmek ve dua etmek
OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) Ne Kadar Yaygındır?
OKB, sıklıkla görülebilen bir rahatsızlıktır. Genel nüfustaki yaşam boyu prevalansının yaklaşık yüzde 2-3 olduğu tahmin edilmekte olup klinisyenler bu oranın %10’a kadar çıkabildiğini belirtmektedirler.
OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) Teşhis ve Tedavisi
OKB tanılı hastalarda belirtiler genelde ani başlar ve belirli bir streslik yaşam olayının ardından açığa çıkma oranı yaklaşık %50-70 kadardır.
Tedavisinde yine en etkili yöntemin psikofarmakolojik tedavi ve buna ek olarak da psikoterapi olduğu düşünülmektedir. Ancak maalesef ilaçla tedavi gören hastaların büyük çoğunluğu ilacı bıraktığında aynı belirtileri tekrar yaşamaya başlayabilmektedirler. Bu nedenle terapi, sağlıklı bir gidişat için yardımcı olabilmektedir.
Özellikle davranışçı bir yöntem olarak maruz bırakma kullanılabilmektedir. Aşamalı artırma yöntemiyle rahatsız edilen durumlarla kişiler yüzleştirilebilmektedir.
Bunun dışında daha dinamik yönelimli terapilerde ise arka plandaki saldırgan dürtülerin fark edilip bunların üzerine çalışılmasının tedavide etkili olduğu görülmüştür.
Obsesif Kompulsif Bozuklukta Yaş Faktörü
Genellikle genç yaşta başlar. Başlangıç yaşı ortalama 18-25 yaş aralığındadır.
Sık Sorulan Sorular
Obsesif Kompulsif Bozukluk Kimlerde Görülür?
Yakın aile üyelerinde OKB olanlarda, mükemmeliyetçi ve detaycı kişilik yapılanmasına sahip bireylerde, çocukluk çağı travmasına sahip kişilerde, hormonal bazı durumlarda (serotonin eksikliği gibi) görülme olasılığı artabilmektedir ancak buna verilecek kesin ve net bir cevap bulunmamaktadır.
OKB Krizi Nedir?
Obsesyonlar rahatsızlık hissi, anksiyete duygusuna neden olan istemsiz düşüncelerdir. OKB kendi çıkmazında, kısır döngüsünde zamanla büyürken anksiyete de giderek artar. Kompulsiyonlar anksiyeteyi azaltmak için çoğalır ama obsesyonlar artmış olur ve neticede anksiyete o kadar yükselir ki panik ataklar dahi yaşanabilir. Anksiyetenin çok arttığı durumu OKB krizi diye tanımlayabiliriz.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastalarına Nasıl Davranılmalı?
Öncelikle bu kişileri anlayarak dinlemek ve duygularını ifade etmelerine izin vermek önemlidir. Ayrıca obsesyonlarından bahsettiklerinde bunların çok saçma olduğunu vurgulamak faydasızdır ve bu kişiler için olumlu bir duygulanım yaratmayabilir zira OKB’si olan kişiler genelde bu düşünce ve imgelerin saçma olduğunun farkındadırlar. Kaygılandıkları noktada da yine onları dinleyip yanlarında bulunmak ve destek olmak önemlidir. Gerektiği noktada, özellikle hayati işlevsellikte bir bozulma varsa, bu kişileri terapiye/psikiyatriste yönlendirmek ve bu noktada desteklemek de yine önemli olabilmektedir.