Ruhsal Bozuklukların Teşhisi ve İstatistiki Kılavuzu-III-Gözden Geçirilmiş (DSM-III-R) halinin geliştirilmesi sırasında yaşanan en büyük tartışmalardan biri, kendine zulmeden kişilik bozukluğunun diğer kişilik bozukluklarının arasına eklenip eklenmeyeceği üzerindeydi. Mazoşist kişilik olarak da ifade edilen bozukluk için DSM-III-R’nin yazarları, tanı için kavramsal temeller teşkil eden klinik literatürü tekrar tekrar gözden geçirmişlerdi. Spesifik tanı kriterlerinin gerekçeleri ve kendine zulmetmenin kişilik bozukluğu olarak kategorilendirilmesine karşı olanların öne sürdükleri itirazlar açıklanmıştır. Bu itirazlardan bazılarının kendini engelleyen kişiliği mağduriyet ve istismara normal tepkilerden ayırma girişiminde olması, tanı kriterlerinde değişikliklere yol açmıştır.
Kendine Zulmeden Kişilik Bozukluğunun Teşhis Kriterleri
- Genç yetişkinlikte başlayan ve çeşitli bağlamlarda mevcut olan, kendini engelleyici davranışların yaygın hali kendini gösterir. Kişi çoğu zaman zevkli olabilecek deneyimlerden kaçınıyor veya onları baltalıyordur. Kendini içinde acı çekeceği durumlara veya ilişkilere çekebilir ve başkalarının kendisine yardım etmesini engelleyebilir. Aşağıdakilerden en az beş maddede ortaya çıkan durumlar tekrarlanıyorsa kendine zulmeden kişilik bozukluğu tanısı konulabilir:
- Kişinin karşısında daha iyi seçenekler açıkça mevcut olsa bile hayal kırıklığına, başarısızlığa veya kötü muameleye yol açan kişileri ve durumları seçer.
- Başkalarının kendisine yardım etme girişimlerini reddeder veya bu girişimleri etkisiz hale getirir.
- Yeni bir başarı elde etmek gibi olumlu kişisel olaylara, bu olumlu olayları takiben depresyon, suçluluk veya acıya neden olan bir davranışla (bir kaza gibi) yanıt verir.
- Başkalarını sinirlendiren ya da olumsuz yanıt verdiren tepkilerini kışkırtır. Ardından incinmiş, mağlup veya aşağılanmış hisseder. Örneğin, toplum içinde partneriyle alay eder, partnerinden kızgın bir karşılık aldığında kendini yaralanmış gibi hisseder.
- Yeterli sosyal becerilere ve zevk kapasitesine sahip olmasına rağmen zevkli deneyimler yaşama fırsatlarını reddeder veya yaşadığı deneyimlerden zevk aldığını kabul etmekte isteksizdir.
- Yetenegini göstermesine rağmen kişisel hedefleri için çok önemli olan görevleri yerine getirmede başarısız olur. Örneğin, diğer öğrenci arkadaşlarının makale yazmasına yardımcı olur, ancak kendi başına makale yazamaz.
- Kendisine sürekli olarak iyi davranan kişilere ilgi duymaz veya onların ilgisini reddeder.
- Fedakârlığın amaçlanan alıcıları tarafından talep edilmeyen biçimde aşırı fedakârlıkta bulunur.
Randevu Talep Et
- A maddesinin altında sıralanan davranışlar; yalnızca fiziksel, cinsel veya psikolojik olarak istismara yanıt olarak veya bunun beklentisiyle meydana gelmemektedir.
- A maddesinde yer alan davranışlar, sadece kişi depresyondayken ortaya çıkmaz.
Kendine Zulmeden Kişilik Bozukluğu Nedenleri
Kendini engelleyen ve mazosizme eğilimi olan bu kişilik bozukluğunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ortaya çıkmasının sebebi net olmamakla birlikte, bazı hipotezler, çocukluk boyunca yaşanan deneyimlerin ve yaşam sürecinde gerçekleştirilen öğrenme durumunun etkisini ortaya koymaktadır.
Kendini zulmeden kişiliği açıklamak konusundaki ana hipotezler esasen psikanalitik bir perspektife dayanmaktadır. Bu kişilik bozukluğunun bireylerde ortaya çıkışını etkileyen farklı faktörler arasında şu durumlar yer almaktadır:
- Aynı ceza, acı ve ıstırap deneyimi konusunda kafa karışıklığı ve bütünleşme koruma ve güvenlik duygusu ile birlikte sevgiye ulaşmanın tek yolunun kişisel olarak ıstırap çekmek olduğu öğrenilmiştir. Gelecekte böyle bir sevgiyi elde etmek ve onaylanabilmek amacıyla kişi kendini bir pratik haline gelen biçimde değersizleştirecektir.
- Yetersiz ebeveyn modellerinin var olması, çocuğun daha sonraki yaşamındaki kişiliğinin işleyişi ve dünyayı algılamasının bir yolu olarak ebeveynlerini kopyalayacağı da bu bozukluğun nedenlerini açıklayan hipotezlerdendir.
- Kendini değersizleştirmenin bir diğer unsuru, olumlu unsurları hayatına kabul etme ve yerleştirme yeteneğinin olmamasıdır.